Gögi Yumruklayanlar Artvin-Şavşat-Veliköye’de Devrimci Mücadele
Su Yayınevi /
Yazar :
Fuat Yüksek
Editör :
Recep S. Tatar
Yayına Hazırlık :
Su Yayınevi
Türü :
Anı-Roman
Ebadı :
13,5 x 21
Sayfa :
208
Yayın Tarihi :
2024
Baskı :
1.Basım
ISBN :
978-605-4554-94-2
Fiyat :
225.00
Sığınakta kapıyı döven silah sesleriyle uyandık. Mermiler değdikçe kapı havalanıyordu. Sığınağın içinde olan bizler, bomba atmadıkları sürece mermilerin sığınağa bir şey yapamayacağını biliyorduk. Hepimiz şaşkınlık içindeydik. Direkt olarak kapıya ateş ettiklerine göre bu operasyonun sıradan bir operasyon olmadığını anladık. Asteğmen, “Teslim olun içerde olduğunuzu biliyoruz. Şimdilik bomba atmıyoruz. Teslim olmazsanız Şavşat’tan gelecek komutan Mustafa Eken, bu kadar beklemez bombalayarak hepinizi öldürür” diye megafondan sesleniyordu.
Asteğmenin sesini hepimiz duyuyorduk. Ensar, ateşin kesildiği asteğmenin konuştuğu anda dışarı baktı ve içeri çekilerek, “Bizim dediğimiz taşı tutmuşlar, ya teslim olacağız ya çatışıp öleceğiz. Bu konuda bir karar vermemiz gerekiyor” dedi.
Sığınakta hepimiz görüşlerimizi belirttik. Ağırlıklı görüş ölüm değil, yaşam yönünde çıktı. Sığınağa operasyon yapılmadan bir gün önce Yüksel ile köyden biraz et, patates ve yiyecek getirmiştik. Neşe onları tencerede pişirmişti, Pınarlı’dan gelecek grupla beraber yemek için onları bekliyorduk. Sığınağa ölüm sessizliği çökmüştü. Silah sesleri ve arada asteğmenin sesi geliyordu.
Neşe tencerenin kapağını açtı, teslim olmanın o andaki moralsizliği ve sığınaktaki sessizliği bozmak adına, “Gelin çabukça şu yemeği yiyelim. Bari aç aç yakalanmayalım” dedi.
Bir Göçün Romanı Pikorua, üniversite mezunu bir gencin; İngilizceyi öğrenip geliştirme uğruna büyük zorlukları göze alarak, küçük bir Anadolu kasabasından...
Aradan 40 yıl geçti; bu sürede sadece biyolojik yaşımız artmadı. Bilgimiz, tecrübemiz, ufkumuz ‘günahlarımız’ dahil hepsi arttı. Ve tabi ki zaman karşısında eskiyen yanlarımız da oldu.